- Ana Sayfa »
- İslam boşamaya niçin izin vermiş, yuvanın dağılmasına çıkan yolu niçin kapatmamıştır?
Sorunun Detayı
İslam boşamaya niçin izin vermiş, yuvanın dağılmasına çıkan yolu niçin kapatmamıştır?
Cevap
İslamda yer verilen boşama uygulamasının hikmetini, felsefesini ifade edecektir. Şüphesiz İslam evlenmenin ömür boyu bir beraberlik ve bağlılık olmasını istemiş ve bunun içinde, süreli ve geçici evlilik akitlerini batıl (hükümsüz) saymıştır. Ancak, ideal ile gerçek, istenen ile gerçekleşen arasında çoğu defa farklılıklar vardır. Bazı durum ve şartlarda evlilik çekilmez bir yük, katlanılmaz bir beraberlik halini alabilir. Buna rağmen evlilik devam etsin “Allahın birleştirdiklerini hiçbir kimse ayıramaz” demek, insanın yapısı, maddi manevi ihtiyaçları ile bağdaşmayan bir temenni olmaktadır. İslam bunun yerine, evliliğin devamı için tarafları azami gayret göstermeye teşvik etmiş; boşamayı “Allahın sevmediğini” ifade ederek sevimsizleştirmiş, fakat gerektiğinde, zaruret haline geldiğinde de bu yolu açık tutmuştur. Çünkü zorla güzellik olmaz; zorlama ile sevgi ve bağlılık doğmaz.
Kağıt üzerinde evli kalıp, gönül ve beden olarak ayrı yaşamayı ise -ahlaki, sosyal ve ailevi mahzurlarından dolayı- İslam tasvip etmemiştir. (Bunu böylece tespit ettikten sonra geçelim boşama selahiyetinin neden öncelikle erkeğe verildiğine.) – Boşama yoluyla evliliği sona erdirme selahiyeti, prensip olarak önce kocaya aittir. Kadının bu selahiyeti alması ise, evlenmek akdi yapılırken, yahut daha sonra kocasının boşama selahiyetini kendisine vermesine bağlıdır. Kadın isterse evlenme şartı olarak bunu ileri sürer ve elde eder. (Boşamada erkekten farkı olmayabilir. Kadının isteğine bağlıdır.)
Kocanın, boşama selahiyetini ulu orta kullanmasını önleyen mehir, nafaka gibi mali müeyyideler yanında, başka sosyal, dini ve ahlakî müeyyideler de vardır. Toplum, makul ve meşru bir sebebe dayanmayan boşamalara karşıdır. Vicdanları tatmin eden bir gerekçe bulunmadan kadın boşayan erkekler, itibarlarından çok şeyler kaybederler.
Bu gibi uygulamaların isabetinden dolayıdır ki İslam toplumlarında ailenin istikrar ve güveni, diğer toplumlarla kıyas edilemeyecek seviyede sağlam olmuştur..
Bugün bu gerçek batılılar tarafından da ifade edilmektedir.
Kaldı ki kadın -haklı bir gerekçesi varsa- hem hakeme, hem de hakime müracaat ederek kendisini ayırmalarını isteme hakkına da sahiptir. Hakim nikahı feshedip kadını ayırabilir de..
Demek ki boşama imkanı, hem erkeğe, hem kadına, hem de mahkemeye tanınmıştır. Bununla beraber kadının boşama hakkını beyinden alması hiçbir zaman tavsiye edilmemiştir. Aile içi olaylardan sık etkilenen hanımın bu hakkını hemen kullanarak yuvanın yıkımında acele edeceğinden endişe edilmiştir. Nitekim hanımların çoğunluğu da bu haklarını tarih boyunca almamayı tercih etmiş, uygulamaya koymamışlardır. Bundan dolayı da bu hak pek bilinmemekte; İslam kadına boşama hakkı vermemiştir zannedilmektedir..
Ayrıca kocanın hanımına boşanma hakkı vermesi, nikah akdi esnasında olduğu gibi, evlilik devam ettiği daha sonraki bir zaman diliminde de olabilir. (bk. el-Bedai’, 3/91-96; ed’durru’l-muhtar, 2/574-578; V. Zuyahlî, el-Fıkhu’l-İslamî, 7/423).